Her zamanki yolculuklarımızdan birindeydik. Yine hep
birlikte bir otobüs dolusu bizim tayfanın insanları..
Bittiğinin üstünden bir yıldan fazla bir zaman geçmişti; ama
ne unutabilmiştim ne de acım azalmıştı. Bir yıl boyunca bir adamı kimseye
anlatmayarak aldatılmanın, yalnız kalmanın yükünü çekmek zordu. Ailenin en
küçük, şımarık kızıyken bu bir yıl içinde hiç tanımadığım, yeni geldiğim bir
şehirde, tek başıma duygularımı yetişkin hale getirmek durumunda kalmıştım. En
önde oturduğum otobüste yanımda belki mutlu olurum diye gelecekte ağzına
sıçacağım o çocuk oturuyordu. Hafif arkaya doğru dönüp arkadaşımda konuşurken
otobüsün orta kapısından iki kişinin binip arkaya doğru yürüdüğünü gördüm.
Oydu. 6-7 ay boyunca ne sesini duymuş ne de görmüştüm. En son rüyamda onu
gördükten sonra bir daha rüya bile görememiştim ve şimdi o, benim kaçtığım o
değilmiş gibi, ondan saklanmıyormuşum gibi kendisiyle hiç alakası olmayan bu
otobüse binebiliyordu.
Yerimden kalkıp birkaç adımda nasıl arkaya gittiğimi
hatırlamıyorum, tek hatırladığım ağlayarak bağırmaya başladığım.. Halbuki
bittiği zaman bile o kadar sakin ve gururluydum ki “Neden?” bile dememiştim. “Sen
naptığını sanıyorsun, ne yüzle buraya geliyorsun, sen beni ne hale getirdiğinin
farkında mısın şimdi hiçbir şey olmamış gibi karşıma mı çıkıyorsun?..” diye
başlayıp bir yıl boyunca hiç söylemediğim ama yutamadığım o kelimelerin hepsini
döktüm sanki o anda. Ben bağırırken çok sakindi yüzüme bakıp gelişi güzel
salladığım ellerimi tuttu, sakinleştirdi. O hiç sinirlenmezdi zaten hep sakince
kızar lafını söyler sonra da çeker giderdi ya da ben böyle hatırlamak istiyordum
bilmiyorum.
İçinden çocuksuluğumla ilgili cümleler geçiyordu biliyorum
ama bu sefer söylemedi sadece her tartışmamızda yaptığı gibi hafifçe gülerek
sarıldı. O an onunla ilgili hiç unutmadığım bir şey dirildi birden, kokusu,
boynunun kokusu..
Ağlıyordum, ittim, itemedim belki itmek istemedim bilmiyorum
çok özlemiştim sadece.. Ağlıyordum kafamı kaldırıp konuşmaya başladım “Sen bana
ne yaptın?” dedim “Sus” dedi ağzımı açtım konuşacaktım “Sus” dedi “Sus, nefesin
tenime değerse ayrılmak çok zor olur.”