26 Eylül 2012 Çarşamba

"Siktir Edememek!"


Başkasına söylemek, başkasına öğütler vermek kolay ve hatta başkasına “siktir et oğlum/kızım sana kız mı/adam mı yok!” demek de kolay; ama iş kendi gönlüne geldiğinde o sonsuza kadar sürecekmiş gibi gelen öğütleri kendine vermek, kendine anlatabilmek sevdiğin tarafından sevilmediğini ve sevilmeyeceğini ve kendi içinde yedirebilmek aslında seni hiç sevmediğini çok zor.

Ve birine karşı bir şeyler hissederken daha acımasız sanki dünya, hayal dünyandan çıkıp gerçeği görmen için çabalıyor gibi.. Umursayamıyorsun seni sevenleri, sevecek olanları.. Belki de yaşayacağın yeni heyecanlar, arkanda bıraktığından binlerce kat güzelken şans tanıyamıyorsun başka birine sırf “O” değil diye. Çünkü biliyorsun sen de karşındaki için “O” olamadığından şans tanınmayanlardansın, sevilmeyenlerden hani..

Başka birine “Seni aramıyorsa sevmiyordur niye uzatıyorsun çıkar aklından!” derken sevdiğin adamın haftalardır bir kere bile aramamasına bahaneler bulmaya çalışıyorsun ve hatta falcılara gidip tüm mantığından sıyrılıp “3 hafta içinde arayacak, seni seviyor zaten bu çocuk sana geri dönecek” desin diye paralar döküp sonra da o yalanlara inanıp gün sayıyorsun. Ve öyle bir boşluktasın ki normalde aptalca dediğin şeylere bile tutunmaya çalışıyorsun da tutundukların o boşluklardan da derin aslında ama olsun sırf o dönsün diye sırf seni sevmesi için bir ihtimal olsun diye her şeye hazırsın.

Ne zamanki kendinle kalıyorsun ya da bir başkası “O seni sevmiyor, seninle konuşmak istemiyor bırak artık!” diyor o zaman başlıyorsun içinin acısına rağmen düşünmeye istemeye istemeye.. Mantıklı yanıtları arıyorsun içinde bulduklarınla yüzleşebilir misin bilmiyorum da kabul bile etsen hazmetmesi zaman alıyor..

“Beni aramıyor beni sevmiyor mu yani?” demeyin bana, ben daha kendine itiraf edemiyorum sevilmediğimi, aramamasının sesimi duymak istememesinden olduğunu.. Bunların arkasına binlerce bahane sıkıştırıp belki diyorum hala, belki de şu yüzdendir diye sonsuz bahaneler serisinden bir tane daha ekliyorum her güne..

Sadece biliyorum ben sevdiğimde ararım sesini duymadığımda nefes alışlarım zorlaşır, herkes böyledir..

“O” farklı demeyin “O” da herkes gibi aslında hepimiz herkesin bir parçasıyız hepimiz sevdiğimiz insanlar için fedakarlıklar yapıyoruz ve bazen kendimizden vazgeçiyoruz, hepimiz aslında hiç tanımadığı birine hayalindeki insanı yükleyip o olmadı diye üzülüyoruz hatta bazen o kadar herkesiz ki “O”nunla mutsuz bile olabiliriz gibi geliyor sanki onun varlığı mutsuzluğu bile bastırabilirmiş gibi..

19 Eylül 2012 Çarşamba

Sigara Eşliğinde Gece Karalaması

İkimizde mutlu olmak istiyorduk..
Onun bana benimse beni üzecek bi erkeğe ihtiyacım vardı..
Öyle ya aşkta benim görevimdi bu; aksi mutluluktu çünkü
Ve mutluluk çok ağırdı
Adam mutlu etmek istedi
Uzaktan güzel yakından can yakıcıydı
Hani ben aşık olurdum ya o adama, kaçtım..
Bu filmin sonunu daha önce izlemiştim, bu defa orta yerinde ben kapattım.