Benliğini benliğinle karıştırdığın adamdan vazgeçmek
vazgeçebilmek bir aşkın ilk bitiş notalarıdır. Sonuna yaklaştığınızda şarkının
ve artık o şarkı sizin şarkınız olmaktan çıktığında başka şarkılarla birlikte
başka insanlar geldiğinde hayatınıza acır çok acır.
Kafanı sırf daha çok kokusunu duyabilmek, teninin kokusuna
doyabilmek için boynuna gömdüğün adama sırtını döndüğünde bitiyor aşk.
Elini elinde eritmediğinde ve elini tuttuğunda kanın
çekilmediğinde ve buz gibi hissetmediğinde kendini bitiyor aşk.
Gözlerinin içine baktığında nefesin düzensizleşmediğinde ve
dünyanın en güzel aşk hitabı “adı” olmadığında artık sevgilinin yani sadece bir
isim diyebildiğinde onun ismine bitiyor aşk.
Herkese ondan bahsetmek isteyip de nazar değer diye
korktuğundan anlatamadığın zamanlar artık çok uzaksa ve ondan bahsederken
gözlerinin içi parlamıyorsa adından sonra söylediğin kelimeler şaşmıyorsa,
saçmalamıyorsan artık ona olan aşkını anlatmaya çalışırken, bitiyor aşk.
Ucu bucağı gelmez anlamsız sohbetleriniz bittiğinde, artık
salaklaşmadığınızda birlikte, aklı kenara koyup kimsenin ne düşündüğüne
aldırmadan o karga seslerinizle şarkı söylemediğinizde birbirinize ve başkaları
ne der diye mantıklı düşündüğünüz ilk anda bitiyor aşk.
Ve artık kavga ederken öperek susturmuyorsa sevgilin seni ve
sen susmuyorsan artık bitiyor aşk.
Burnunun ucuna gelmemişse ne zamandır o küçük öpücüklerden
ve sarılmamışsa sana sanki ara sıra baban gibi ve sen bu kocaman şehirde yalnız
gibi hissediyorsan kendini, ıssızmış ve kimsesizmişçesine, “hoşçakal” de bitti aşk!